24.02.2017

Hac Kuraları Çekildi

 

Hac farizasını yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitmek için başvuruda bulunan 1 milyon 892 bin 724 hacı adayının aylardır heyecanla beklediği hac kuraları çekildi. 

Türkiye Diyanet Vakfı konferans salonunda elektronik ortamda yapılan kura çekim töreni, salonu dolduran ve ekranları başında bu heyecana eşlik eden hacı adaylarının yoğun ilgisiyle çekildi.

1 milyon 892 bin 724 hacı adayı arasında çekilen kura sonucunda 80 bin kişi kutsal topraklara gitmeye hak kazanacak. Kura çekim törenine katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, hac kurasının sevincinin de hüznünün de çok kıymetli olduğunu vurgulayarak, “Allah’ın evine misafir olmayı talep etmek çok kıymetlidir. Bu sevinç ve hüzün, her ikisi de çok değerlidir, çok kıymetlidir. Bu imkana kavuşunca kalbi coşan, sevinen, sevinç duyan kardeşimizin o aşkı, heyecanı, sevinci Allah katında ne kadar değerli, ne kadar kıymetliyse, bu imkana kavuşamadığı için gözyaşı döken, ağlayan, üzülen, hüzün duyan büyüğümüzün, kardeşimizin, annemizin hüznü Allah katında o kadar değerlidir” dedi.

Her sene hac mevsimi yaklaştığında sevincin ve hüznün birlikte yaşandığını kaydeden Diyanet İşleri Başkanı Görmez, bazılarının hüznünün bazılarının sevincinden daha kıymetli olabileceğine de değinerek, “Bazen bazılarımızın hüznü bazılarımızın sevincinden Allah katında daha kıymetlidir. Büyük zat, Allah dostu Kabe’de öyle demiş; ‘Yanında olup özlemini kaybetmektense, uzağında olup özlem içinde yaşamayı tercih ederim’ demiş. Allah o özlemi, o hasreti, o sevgiyi, o muhabbeti sizin yüreklerinizden, bizim yüreklerimizden, çocuklarımızın yüreklerinden hiçbir zaman eksik etmesin” şeklinde konuştu.

Hac ibadetinin farklı coğrafyalardan, farklı ırklardan, farklı renk ve kültürlerden müminleri aynı aşk, heyecan ve imanla Kabe’nin etrafında bir araya getiren, tevhit potasında vahdete kavuşturan muhteşem bir ibadet olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Görmez, kura töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi;

“Haccın asıl gayesi Kabe’ye değil, onun sahibine ulaşmaktır…”

Hac ibadeti büyük yolculuklardan ibarettir. Hem kalbimize yolculuktur, hem ahretimize yolculuktur, hem tarihimize yolculuktur, hem kardeşlerimize yolculuktur, hem Kabetullah’a yolculuktur ama hac ibadetinin en büyük gayesi Kabe’nin Rabbine yolculuktur, onun sahibine yolculuktur. İbadetin asıl gayesi, sadece bir ülkede bulunan bir simgeyi ziyaret etmekten ibaret etmek değil, asıl büyük gaye Beyte değil, Beytin sahibine ulaşmaktır. Ancak şunu bilmeliyiz ki, evin sahibi olan Yüce Rabbimize kavuşmak, ulaşmak, onun rızasını elde etmek için Cenabı Hak bize sayısız fırsatlar sunmuştur. Bazen bir yetimin başını okşarsınız, bazen bir fakirin, miskinin evine onun yalnızlığına ortak olursunuz, bazen sokağa terk edilmiş bir çocuğa ulaşırsınız, bazen yeryüzünün bütün mazlumlarına yardımcı olmak koşuşturursunuz bunlar da bizi Allah’a götüren, onun rızasına götüren sayısız yollardandır.

“İbadetler, iyiliği yeryüzünde egemen kılmamızı sağlamak içindir…”

Sadece ibadet etmek bizi Allah’a götürmez. Bu ibadetlerin gayesi, bizi yeryüzünde iyi bir insan, ahlaklı bir insan, hakkı, adaleti savunan ve ayakta tutan bir insan kılmaktır. Yeryüzüne barışı, huzuru, saadeti getirmek için çaba gösteren bir insan olmamızı, her türlü kötülükten uzak durmamızı, her türlü iyiliği yeryüzünde egemen kılmamızı sağlamak içindir bu ibadetler.

“Hac ibadeti, bütün farklılıkları tevhit potasında eriten evrensel bir ibadet şölenidir…”

Bu ibadetler özünü kaybettiği zaman birer harekete dönüşür. Namaz sizi bütün kötülüklerden alıkoyar buyuruyor Rabbimiz. Bu gayeye bizi ulaştırmadığı zaman bedensel bir harekete dönüşür. Oruç bizi takvaya, Rabbimizin rızasına, aç ve mahrum olan insanların halinden anlamaya sevk etmek için emredilmiştir, bu gayeyi terk ettiğimiz zaman birer açlığa ve perhize dönüşür. Hac ibadeti de öyledir, eğer bu yolculukları terk edersek, kalbe, ahrete, kardeşlerimize, tarihimize, Kabe’ye ve en önemlisi de Kabe’nin sahibine, Rabbine yolculuğu eğer bir tarafa bırakır isek, o taktirde sadece bir ülkeden bir başka ülkeye seyahat etmiş oluruz. Onun için bu ibadetlerin özü son derece önemlidir ve hac ibadeti de bu ibadetler içerisinde gerçekten evrensel, uluslararası, bütün farklılıkları tevhit potasında eriten bir ibadet şölenidir. Onun için sevinen sevinmeyi hak eder, hüzünlenen hüzünlenmeyi hak eder. Ama sevincin de, hüznün de Allah katında değerinin aynı olduğunu lütfen bilmenizi isterim.

“Hacca başvurmak, gidemese de mazeretini ortaya koymak bakımından önemlidir…”

Ülkemizde 2003 yılına kadar bize müracaat eden herkes hacca gidebiliyordu. Bu sayı çok değildi. 2003 yılından itibaren sayı artmış ve bize müracaat eden her insanı götürememeye başlamışız. Şu anda yaklaşık 2 milyon kardeşimiz müracaat etmiş. Bu ibadeti yapmaya talip olmuş. Öyleyse madem sınırlı sayıda insan gidebiliyor, neden kayıt alıyorsunuz diye sormayın, çünkü İslam fıkhına göre bu ibadete talep önemlidir. Bu ibadette talip olmak gelip müracaat etmek her mümin için niyetini ortaya koyması bakımından önemlidir. ‘Hac, Allah’ın insanlara emridir. Yol bulan, imkan bulan insanlar hac ibadeti yapacaklardır’ fehvasınca, ayetince ‘Yarabbi ben niyetimi ortaya koydum, müracaatımı yaptım sıramı bekledim, ama dünyadaki imkanlar ülkenin imkanları buna el vermedi’ diyebilmesi bakımından mazeretini ortaya koyması bakımından da önemli olduğu için gelip müracaat eden herhangi bir insana ‘zaten burada birçok insan bekliyor sen müracaat etme’ deme hakkına sahip değiliz. Bu müracaatı yapacak, niyetini ortaya koyacak daha sonra nasıl gideceği belli bir sistem içerisinde belirlendikten sonra da gidecek.

“Yıllarca müracaat ettiği halde kendisine çıkmayan kardeşimizin üzerinden dinen hac sakıt olur…”

Dinen, fıkhen şunu her kardeşimiz bilmeli. Yıllar yılı müracaat ettiği halde bu imkana kavuşamayan kardeşimizin hac farizası üzerinden sakıt oluyor. Yani yarın ahrette Cenabı Hak, ‘Ey kulum, niye hac görevini yapmadın’ diye sormayacak. Çünkü sadece oraya imkan ve yol bulabilenler için Cenabı Hak bunu emrediyor. Ama bu imkanı bulamadığı zaman yapılacak bir şey yok. Her kardeşimiz bu bilgiye sahip olmalı.

4 bin 600 şehit yakını bu yıl hacca gidecek…

Evladını, yavrusunu, eşini, çocuğunu bu vatan için, hepimiz için, bu milletin bekası için, bu ülkenin geleceği için feda eden anneler, babalar, eşler ve çocuklar yani şehidimizin birinci dereceden yakınları hem bizden, hem de sizlerden bir istisna istediler, sadece onlar için 600 kişilik bir istisnamız var idi. Ancak bu sene ülkemizin içinden geçtiği zorlu süreçleri de dikkate alarak, onların da bu taleplerini, gözyaşlarını dikkatte alarak, başvuruda bulunan 4 bin 600 kardeşimize inşallah öncelik tanıyacağız. Bu vatan için, bu topraklar için, bu milletin bekası için evladını feda etmiş bir anneye, babaya da müsaade edin bu önceliği tanıyalım. Bunu da dikkate alırken, bu sene 80 bin kardeşimiz hac ibadetini ifade edecek. Bu 80 bin kardeşimizin hiç birisinin hakkını kullanmadan 4 bin 600 kardeşimizi kutsal topraklara götüreceğiz inşallah. Bu müjdeyi de buradan vermiş olayım.

Kesin kayıtlar 3 Mart’ta başlayacak…

Kurada ‘Kesin Kayıt Hakkı’ elde edenler, 3-13 Mart 2017 tarihleri arasında “Kesin Kayıt Yaptırabilir” belgesini internet ortamından veya müftülüklerden alarak kesin kayıtlarını yaptırabilecekler.

Belirlenen süre içerisinde kesin kayıt yaptırmayanların yerine, kura sırası gözetilerek 16-24 Mart 2017 tarihleri arasında dağıtılan kontenjanlar çerçevesinde kayıtlar alınacak.

Kura sonuçlarına http://hac.diyanet.gov.tr adresinden ulaşılabilir.

2017 yılı Hac Ücretleri için tıklayınız.

2017 Yılı Hac Hac Kuraları Bilgilendirme Notlarına ulaşmak için tıklayınız.