Bayramlar, İslam dünyası ve insanlık üzerindeki kara bulutların dağılması, ümitsizliklerin ortadan kalkması ve geleceğe umutla bakabilmek için Rabbimizin bizlere bir fırsattır. Müslüman kalma bilincini daima diri tutan bayramlar; hüzün ve sıkıntıların paylaşıldığı, neşe ve sevinçlerin çoğaltıldığı günlerdir. Bayramlar kalp derinliklerini kardeşlerine açmak, lokmayı bölüşmek, huzuru paylaşmaktır.
İdrak ettiğimiz bu bayram, İslam coğrafyası ve insanlık üzerindeki kara bulutların dağılması, ümitsizliklerin ortadan kalkması ve geleceğe umutla bakabilmek için Rabbimizin bizlere bir lütfu, bir ihsanıdır. O halde bilmeliyiz ki bu bayram bizim için büyük bir nimettir. Her nimetin bir sorumluluğu vardır. Bayramlar mutluluğun, sevincin, müjdenin hakkını verme günleridir. İyi bilelim ki her sermayenin bir yükümlülüğü vardır.
Gelin bu bayram huzurumuzdan kardeşlerimize pay ayıralım. Mutluluğumuzdan yetim ve öksüzlere sadaka verelim. Sevincimizi aç, muhtaç ve fakirlerle paylaşalım. Tebessümlerimizi ve iç huzurumuzu birbirimize tatlı diye ikram edelim. Hoşgörümüzü ve affediciliğimizi birbirimize bayram diye hediye edelim. Şefkatimizi ve feragatimizi birbirimizin kalbine ikram edelim. Kardeşliğimizi ve dostluğumuzu birbirimize açalım. Tevazuumuzu ve cömertliğimizi birbirinize sunalım. Bu bayram, her zamankinden çok merhametli olalım. Çünkü bizler bu bayrama orucun eleğinden geçerek kavuştuk. Ramazan boyunca kalplerimiz merhameti kuşandı.
Bu bayram her zamankinden çok düşünelim ölmüşlerimizi ve öleceğimizi. Çünkü bizler ‘Ramazan Okulu’ndan geçerek geldik bugünlere. Allah için yaşamayı öğrendik. Allah adına var olmayı öğrendik. Bu bayram en çok da bayram edemeyen kardeşlerimiz için çaba gösterelim. Çünkü bizler, orucun yumuşattığı kalpler ile geldik bu bayrama. Biz iftarda doyarken, iftar ve sahur edemediği halde ve bombalar altında oruç tutan kardeşlerimizi hatırlayalım. Biz çocuklarımızı kucaklarken annesiz babasız kalan çocuklardan yardımımızı esirgemeyelim. Herkese karşı mütevazı olalım, alçakgönüllü olalım. Bütün insanlara merhamet kanatlarımızı indirelim. Hiç kimseye büyüklük taslamayalım. Kendi ayıplarımızı düşünelim. Bu bayrama affedilmiş olarak kavuşma ümidiyle girelim.
Bayramın neşesini gönüllerden gönüllere, evlerden evlere, şehirlerden şehirlere, ülkelerden ülkelere taşıyalım. Varlık sebebimiz olan anne-babalarımızı; hayatın çilesini birlikte omuzladığımız eşlerimizi sevindirelim. Evlerin canlı bayramları olan çocuklarımızı bayramın coşkusuyla mutlaka tanıştıralım. Aile büyüklerimize, akrabalarımıza, komşularımıza, arkadaş ve dostlarımıza hürmet ve muhabbetlerimizi gösterelim. Yaralı gönülleri, bitap düşmüş yürekleri onaralım. Yetimlerin, gariplerin, yaşlıların, mahkûmların ve kimsesizlerin tebessümü ile bayramlarımızı aydınlatalım. Hastane köşelerinde şifa bekleyenlerin gönüllerini alalım. Bayram yapamayanlara bayram yaptıralım. Yüreklerin en ağır yükü olan küskünlüklere son verelim. Ve şunu asla unutmayalım. İnsanlığın ümidiyiz biz. Bayramı kendi adımıza değil insanlık adına yaşayalım. Bayramımız yeni bayramlar doğursun. Sevincimiz yeni sevinçlerin toprağı olsun. Huzurumuz nice huzursuzlukların çaresi; mutluluğumuz dünyanın dört bir yanındaki acılara teselliler sunsun.
Bayramınız mübarek olsun. Bu duygu ve düşüncelerle ülkemizin, gönül coğrafyamızın, yurt dışındaki millet varlığımızın ve İslam Alemi’nin mübarek Ramazan bayramlarını en içten duygularla tebrik ediyor; bayramın ülkemizdeki güven ve huzur ortamının kalıcı hale gelmesi; son yıllarda bayramlara hep buruk giren ve bir türlü istikrara kavuşamayan İslâm dünyasında kardeşlik, dayanışma, barış, huzur ve güven ortamının yeniden tesis edilmesi, İslâm ülkelerinin tekrar ilim ve medeniyet, barış ve esenlik coğrafyası olması için Rabbime dua ve niyaz ediyorum.